18 Ekim 2012 Perşembe

FLYGOS

FLYGOS, havacılık sektöründe veri güvenliği, takibi, erişilebilirliği ve arşivlenmesi adımlarında “güven kriteri” olma yolunda…


LYGOS, geliştirdiği FLYGOS DESIGN21J ile, sivil havacılık sektöründe “EASA Onaylı Tasarım Organizasyonu” olarak faaliyet göseren kuruluşların tasarım projesi geliştirme süreçlerini insan faktörünü en aza indirerek mükemmelleştirmeyi, aynı zamanda sağladığı otomasyonlarla hızlandırmayı ve sürdürülebilir kalite güvence yapısı sağlayan ‘EASA Part-21J Yönetim Sistemi’ne çözüm sunmayı hedeflemektedir.

17 Ekim 2012 Çarşamba

Teknoloji

LYGOS ile sanallaştırma, buluta esnek niteliğini veren ve böylece kullanıcının birçok sunucudan yardım temin edebildiği, diğer taraftan da birçok kullanıcının aynı sunucudan hizmet alabildiği kilit teknolojilerden biridir.



LYGOS, yeni ölçek ekonomileri oluşturur, ama yine de çok kiracılı sistem kapsamlı bir biçimde erişilir olmaya devam eder. Çünkü insanlar tarafından değil (!), yazılım tarafından yönetilik ve donanıma değil (!), o yazılım içindeki hataya dayanıklılık gösterir.

15 Ekim 2012 Pazartesi

Cloudwatch


LYGOS web hizmetleri, saat başı bir ücret karşılığında, izlenmesi için seçtiğiniz sunucular üzerindeki işletme istatistiklerinin toplanacağı ‘CLOUDWATCH’ hizmetini kapsamaktadır...


LYGOS, kullandığınız sunucu sayısını otomatik olarak yükseltecek veya kesecek olan ‘AUTO SCALING’ hizmeti sunar...


LYGOS, siteye gelen uygulama trafiğini çalıştırdığınız sunuculara dağıtan ‘ELASTIC LOAD BALANCING’ sistemini uygular...


LYGOS ile sitenizin birkaç yüz tıklamadan on binlerce ya da yüz binlerce tıklamaya çıkması durumunda ilave sunucuları devreye kolaylıkla alabilir veya durumu izlemesi ve işi sizin adınıza bunu yapması için ‘RIGHT SCALE’ desteği verir...


14 Ekim 2012 Pazar

Hız

Araştırma programı verilerini hazırlamak, onu LYGOS’a göndermek ve bir dizi sunucunun ayarlarını yapmak, araştırmacının sadece 15 dakikasını alır. Çalışma bir akşam saat 9’da başlar ve 1 saat sonra biter (!)


Birçok küçük şirketin küçük kasa hesabından karşılanabilecek kadar doğrudan bir harcama karşılığında, önemli bir görev zamanında bitirilir ve şirket çok önemli bir kararı bu sayede alır…

13 Ekim 2012 Cumartesi

Yetenek

LYGOS, geniş bir ölçekte müşterilerle ve süreçlerle (!) ilgilenir ve bunu daha önce görülmedik seviyede gelişmiş bir otomasyon düzeyiyle yapar…



LYGOS, kullanıcısının birey, şirket ya da kamu kuruluşu olmasına bakmaksızın, son kullanıcıya aktarılabilen güvenli ölçek ekonomileri üretir.



LYGOS, kullanıcılarını yenilikçi bilgi işlem hizmetlerinden yararlandırmakla kalmıyor, aynı zamanda büyük kaynaklara sahip yeni tür güçlü bir veri merkezindeki bilgisayarlara internet yoluyla erişilmesini mümkün kılıyor (!) Böyle bir veri merkezini kullanmanın cazibesi de sadece kullandığınız kadarını ödüyor olmanızda…


LYGOS, daha geniş çapta paylaşılan kaynaklar, daha eşit erişim ve uzaktaki kullanıcılardan gelen komutlara uyan güçlü sunucular çağını başlatacak olan bir güç kaymasıdır…


LYGOS’un tanımlayıcı öğesi, en belirgin özelliği olan muazzam internet veri merkezi değildir (!) Aksine, bu sadece bir yapı taşıdır. LYGOS esasen ona gücünü kazandırmak üzere çalışan yetkin takım oyuncuları, güçlü bir metodoloji ve müşterileri ile biraraya gelen bir dizi sürdürülebilir ilerlemedir (!) Bu sinerjik yapıda sanallaşmış sunucuları standart web hizmetleri yoluyla uzaktan harekete geçirme yeteneğidir.

12 Ekim 2012 Cuma

Şehr-i Lygos

Kuşbakışı Byzantion [1]
LYGOS, yönetim sistemleri ve ürettiği çözümlerle geleceği şekillendirmeyi hedeflemekte... tıpkı ismini aldığı ebedi kentin dünya tarihini şekillendirdiği gibi! Peki neresiydi bu büyük kent?

Romalı tarihçi Yaşlı Plinius’a göre Lygos, M.Ö. 13. yy civarında kurulmuş bir Trakya kolonisiydi. İki denizin birleştiği yerde bulunan bu şehir, önemli ticaret yollarının da üstündeydi ve çok büyük bir gelecek vaadediyordu. Ne var ki, Akdeniz havzasını kasıp kavuran Ege Göçleri ve Tunç Çağı’nın Çöküşü bu Trakya kolonisini de yuttu... ancak bundan 600 yıl sonra Atina yakınlarındaki liderleri Byzas önderliğinde Megara’dan gelen bir grup kolonist, Lygos’un olduğu yere, onun kaldığı yerden devam edecek şehrin temellerini attılar ve bugünkü İstanbul’un Sarayburnu’nun olduğu yere M.Ö. 657’de Byzantion’u kurdular.

Efsaneye göre şehri kurmadan önce Byzas Delphi kentindeki Apollo kâhinine danışır. Kâhin şehrini “körler ülkesinin karşısına” kurmasını söyler. Ne var ki Byzas bunun ne anlama geldiğini anlayamaz. Ancak Boğaz’a gelip de Boğaz’ın Asya yakasında bugünkü Kadıköy’de kurulu Khalkedon kentini görünce, pek çok açıdan çok daha üstün olan ve eskiden Lygos’un da bulunduğu tepede bir şehir kurmamış olduklarını görür; böylece ‘Körler Ülkesi’ Khalkedon’un karşısına kendi kenti Byzantion’u kurar.

Konstantinopolis Haritası [2]
Bir Eski Yunan kolonisi olan Byzantion Karadeniz kıyısındaki şehirlerle Ege kıyılarındaki ve Yunanistan’daki şehir devletlerinin deniz ticaret yollarının tam ortasında bulunması nedeniyle çok kısa sürede büyük ve zengin bir kent hâlini almıştı. Pers ve Büyük İskender savaşlarından da asgari biçimde etkilenmişti; her iki devletten de bağımsız kalmayı başarmıştı. Ne var ki Roma İmparatorluğu’nda taht mücadelesi yaşandığı bir dönemde, Septimius Severus’a karşı Pescennius Niger’ın tarafında yer alması ve Severus’un M.S. 196’da Byzantion’daki savaşı kazanmasının bedelini şehir ağır bir yıkıma uğrayarak ödedi. Ancak Severus, kısa süre içinde şehri, sınırlarını genişleterek yeniden inşa etti ve eski görkemine kavuşmasını sağladı. Bugün Sultanahmet Meydanı olarak bilinen yerdeki şehrin ünlü Hipodrom’unu inşa ettiren odur.

Süleymaniye Camii, İstanbul [3]
İkinci bir yıkıma İmparator Konstantin’in rakibi Licinius’a karşı verdiği mücadele sırasında uğradı. Ancak Konstantin, şehri yeniden inşa etmenin ötesine geçerek, orayı İmparatorluğunun başkenti hâline getirdi. Roma gibi yedi tepenin üstünde bulunan kentin surlarını bir kez daha genişletti, hatta şehre Yeni Roma (Nea Roma) adını verdi (11 Mayıs 330). Bu isim çok tutmadı. İnsanlar onun yerine şehri yeniden kuran Konstantin’in adıyla anmaya başladılar: Konstantinopolis. İlk Ayasofya Kilisesi de bugünkü yapının olduğu yerde yine onun zamanında inşa edildi.

Roma ikiye bölünüp Batı yarısı yıkıldıktan sonraki 1,000 yıl boyunca Konstantinopolis dünyanın en büyük kentlerinden biri oldu. Roma’nın 30,000, Paris’in 10,000 nüfuslu olduğu 7. yy’da şehrin nüfusu bir milyonu aşmaktaydı. Haçlı orduları 12 Nisan 1204’te şehri yağmalayana kadar da bu durum çeşitli iniş çıkışlara rağmen böyle devam etti; bu ebedi kenti ele geçirmek için onlarca halk 40’tan fazla kez şehri kuşattı, ancak hiçbirisi içeri giremedi. 1204’teki yıkımdan sonra kent 1453’te Osmanlı Türklerinin eline geçinceye kadar bir kasaba büyüklüğünde, eski ihtişamının gölgesinde yaşadı. Osmanlı’nın şehri ele geçirmesiyle kent yeni bir altın çağa girdi. Bizans anıtlarının yanına Osmanlı anıtları şehri süsledi. Bir İmparatorluk başkenti olmanın doğal sonucu olarak ihtişamına yeniden kavuştu.

İmparatorluğun sona erip Cumhuriyetin ilânıyla birlikte, ülkenin göz bebeği olan İstanbul, Türkiye’nin modern yüzünün de bir yansıması oldu. Ortadoğu ve Balkanlar’ın en kozmopolit kenti olan, bu büyük bölgenin en cazip finans merkezi olan İstanbul, şimdi yeniden Lygos’a evsahipliği yapıyor... bir kez daha geleceği şekillendirme hedefiyle yola çıkan yepyeni bir LYGOS’a!


Levent, İstanbul [4]

[1] (http://www.arkeo3d.com/byzantium1200)
[2] (http://www.arkeo3d.com/byzantium1200)
[3] (en.wikipedia.org/wiki/Suleymaniye_Mosque)
[4] (http://www.worldturkey.com/gallery/data/media/71/levent010.jpg)

10 Ekim 2012 Çarşamba

Neden LYGOS?

Günümüz iş dünyası, yeni normalin de şart koştuğu değişim dalgasıyla, iş yapış biçimlerinde pazar dinamiklerine uygun değişimler yapmayı sürdürüyor. Diğer taraftan bilgi teknolojilerinin yapısı da her on yılda bir gerçekleşen mega dalga ile değişiyor ve dünyayı değiştiriyor…

Gelecek on yılın mega dalgası ise “Bulut Bilişim” olarak görülerek şimdiden literatürdeki yerini aldı.

Özellikle kurumsal bilgi teknolojileri segmentinde son beş yıldır oldukça etkili bir sanallaştırma ve konsolidasyon dalgası yaşanıyor. Bu dalgayı çok heyecan verici bulanların kemerlerini sıkı bağlamasını tavsiye ediyoruz. Çünkü, bulut bilişim, sanallaştırma tarafından müjdeleniyor olmakla birlikte, sanallaştırma ve konsolidasyondan çok daha fazlasını vaadediyor. En sade tanımıyla, elinizin altındaki bir bilgi teknolojileri sisteminden beklediğiniz kesintisiz enerji, bant genişliği, uygulama, veri saklama, yedekleme, bilgi işleme, iletişim gibi hemen her türlü hizmeti internet üzerinden kiralamanız anlamına gelen ve istenildiği zaman kullanılabilen “Bulut Bilişim”de kullanıldığı kadar ödeme yapılıyor, kaynakların kullanımı kolaylıkla izlenebiliyor ve raporlanabiliyor. Herhangi bir başlangıç ve yatırım masrafı olmayan bu sistem, çok hızlı kullanıma alınabiliyor ve hızla değer üretiyor.

Bulut bilişimin temel varsayımı, bilgi teknoloji faaliyetlerinin dış kaynak kullanımıyla süreçlerini geliştirmeye, verimliliği arttırmaya ve iş faaliyetlerini daha çekici, daha hızlı ve daha ucuz olacak şekilde yenileştirmeye imkan vermesidir. Bulut bilişim mimarisinin ana hatları daha esnek bir maliyet, daha esnek bir yapı daha az karmaşık bir sistemdir. Ölçeğine bakılmaksızın büyük ya da küçük tüm kuruluşlar aynı yazılımları, aynı veri tabanını, aynı altyapıyı günün her saatinde, internet erişimi olan her noktadan kullanabilir. Bulut üzerinde aynı çözümü kullananlar, çok geniş bir kullanıcı ağı oluşturur ve birbirleri ile doğrudan iletişime geçebilirler.

Birçok gelişmiş ülke bulut bilişim alanında gerçekleştirdikleri devlet projeleri ile önemli mesafeler alıyorlar. Bu alan için ayrılması düşünülen bütçeler ve elde edilecek kazançlara ilişkin hesaplamalar bulut bilişimin geleceğin vazgeçilmez modeli olacağını gösteriyor.

2010’un en fazla konuşulanları arasında yer alan ve 2011’de de ivme kazanarak tartışılmaya devam edecek web’in bu ikinci dalgasının mevcut iş süreçlerinde önemli değişiklikler gerektireceğine şüphe yok.

LYGOS, yönetim sistemlerini oluştururken sadece bu gelecekte yer edinmeyi değil, ürettiği çözümlerle geleceği şekillendirmeyi hedeflemektedir.

LYGOS bunun için var (!)